Bu yazımızda yapay zekânın sağlık hizmetlerindeki konumunu netleştirecek cevaplanması gereken önemli sorular yer almaktadır.
Bir yapay zekâ çözümünün başarılı olması için algoritmaların performansını optimize edecek çok miktarda hasta verisi gerekir. Sağlık hizmetlerinde bu veri kümelerine erişim çok çeşitli sorunları beraberinde getirir:
Hasta Gizliliği ve Veri Sahipliği Etiği
Kişisel tıbbi kayıtlara erişim kesinlikle korunmalıdır. Son yıllarda hastaneler ve yapay zekâ şirketleri arasındaki veri paylaşımı, birkaç etik sorunun altını çizerek aşağıdaki soruların sorulmasına yol açmıştır:
- Yeni bir yapay zekâ çözümü geliştirmek için gereken hasta verilerinin sahipliği ve kontrolü kimdedir?
- Hastanelerin, kimlikleri gizlenmiş olsalar bile hasta verilerini büyük miktarlarda üçüncü taraf yapay zekâ şirketlerine sağlamaya (veya satmaya) devam etmesine izin verilmeli midir?
- Hastaların mahremiyet hakları nasıl korunabilir?
- Bir güvenlik ihlali olması durumunda sonuçları neler olacaktır?
- Bir kişinin belirli durumlarda kişisel verilerini silme hakkını içeren ve uyumsuzluğun milyonlarca dolarlık cezalar doğurabileceği yeni düzenlemelerin etkisi neler olacaktır?
Verilerin Kalitesi ve Kullanılabilirliği
Sağlık hizmetlerinde, veriler subjektif olabilir ve çoğu zaman hatalı olabilir. Bu yüzden toplanılan verilerin doğruluğu diğer alanlardaki gibi kesinlik içermeyebilir. Örneğin hasta kimliği, kullandığı ilaçlar, hastalık isimleri, yaş, boy, kilo, cinsiyet gibi bilgilerin girildiği veri tabanı sistemlerinde sağlık personelinin boy ve kilo gibi basit gözüken ancak araştırmalarda önemli etkileri olacak kayıtlarının gerçek değerlerinin girilmemesi, oluşturulan veri setini güvensiz hale getirebilir. Boy ve kilo ile bir hastalık arasındaki bağıntıyı araştıran bir yapay zekâ algoritması bu veri seti üzerinde doğru sonuçlar üretemeyecektir. Bu bağlamda e-Nabız gibi veri toplayan sistemlerde doktorların ve sağlık personellerinin hastalara ait kayıtları en doğru şekilde sisteme kaydetmesi o verilerin gelecekte işlenebilir olması açısından oldukça önemlidir.
Tüm bunların dışında yapay zekâ çözümlerinin çalıştığı sistemler için aşağıdaki soruların da net bir şekilde cevaplanmış olması gerekir:
- Algoritmaların çalıştığı bulut tabanlı ve sürekli gelişen teknoloji için düzenlemeler geliştirmek, bariz zorluklar doğurur. Hastalar nasıl korunabilir?
- Versiyon kontrollü bir tıbbi cihaz yerine, sürekli öğrenen ve gelişen bir çözüm için yeterli düzenleyici gözetimi nasıl sağlarsınız?
- Klinisyen gözetimi olmaksızın doğrudan hasta etkileşimlerini içeren sohbet tabanlı birincil bakım araçları gibi yapay zekâ çözümleri için teknolojinin sadece bir cihazdan ziyade bir 'tıp pratisyeni' olup olmadığı sorusu gündeme gelmektedir. Bu uygulamalar için bir tür tıbbi lisansa ihtiyaç duyulacak mıdır ve ulusal bir sağlık kurulu bu lisansı fiilen vermeyi kabul edecek midir?
- Söz konusu sağlık olduğunda bir şeyler ters giderse kimin sorumlu olacağı da netleştirilmelidir. Teşhis veya tedavi bu teknolojiler tarafından kontrol ediliyorsa yapay zekâ şirketi hastanın sağlığı için sorumluluk üstlenir mi? Paralel olarak, sigorta şirketleri bir yapay zekâ aracının teşhis ve tedavisine güvenebilir mi?
Kullanıcı Adaptasyonu ve Benimsemesi
- Kullanıcı benimsemesi, kullanım için başka bir engeldir. Bir doktorla etkileşimin insani dokunuşu bu tür araçlarla kaybolabilir. Hastalar bir insan yerine bir yazılım algoritmasından gelen tanıya güvenmeye istekli olacak mıdır? Klinisyenler bu yeni çözümleri benimsemeye istekli midir?
Yukarıdaki sorular yapay zekânın sağlık hizmetlerindeki konumunu netleştirecek cevaplanması gereken önemli sorulardır.
Yaşlanan nüfus ve artan kronik hastalık oranları gibi faktörler sebebiyle sağlık hizmetlerinde yenilikçi çözümlere duyulan ihtiyaç açıktır. Yapay zekânın dönüştürücü gücü birçok endüstride hissedilse de sağlık hizmetlerindeki potansiyel etkisi yaşama direkt etki edecektir. Günümüzde yapay zekâ destekli çözümler, önemli sorunları ele almak için adımlar atmıştır ancak küresel sağlık sektörü üzerindeki etkisi gelecekte daha net anlaşılacaktır. Önümüzdeki yıllarda birkaç önemli zorluk çözülebilirse yapay zekâ klinik kaynakları artırma ve optimal hasta sonuçlarını sağlama konusunda öncü bir rol oynayabilir.
Hakan Kahraman – Yazılım Analisti